Dünya Yerinden Oynar, Her Evden Maker Çıksa!
Geçtiğimiz hafta İstanbul Maker Faire’deydik. Haydarpaşa Garı’nın peronlarında kurulan standlar ve eski banliyö trenlerinin kullanılmasıyla etkinlik bambaşka bir tat kazanmıştı.
İstanbul Maker Faire, Maker hareketinin en önemli etkinliklerinden biri. Birçok büyük firma ve Makerlar bu etkinlikte buluşuyor. Her katılımcı kendi ürettiği prototipleri sergiliyor ve ziyaretçilerin deneyimlemesini sağlıyor. Açıkçası bu tip etkinliklerden en çok çocuklar keyif alıyor.
Fuar sanat, mekatronik ve pro-maker peronları olarak üç farklı perona ayrılmıştı. Turkcell Zeka Gücü ekibi olarak biz ikinci peronda, mekatronik bölümünde yer aldık. Arıkovanı ile aynı vagonu paylaştık.
Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi İMC kulübü de yanımızdaydı ve hazırladıkları FRC robotuyla katılımcılara eğlenceli dakikalar yaşattılar.
Maker Faire etkinliğindeki standımız
Turkcell ile sürdürdüğümüz Zeka Gücü Projesi için eğitmen arkadaşlarım Gamze Baş ve Deniz Erkul ile oradaydık. Proje kapsamında kullandığımız Maker ve Kodlama Kitleri’ni çocukların deneyimlemesi için 15 dakikalık dersler yaptık. Kendi robotlarını kodlayabilmeleri için her masada TBlok uygulaması kurulu olan Turkcell T60 model akıllı telefonlar vardı. Birçok çocuk ilk kodlama deneyimlerini TBlok uygulamasıyla yaşadı. Bu heyecanı onlarla paylaşmak çok değerliydi. Çocuklar etkinlikten memnun ayrıldı, hatta bazıları hiç ayrılmak istemedi.
Vagondaki atölyemizin dışında, etkinlik öncesi hazırladığımız oyun kolu ile katılımcılar Super Tux ve Frozen Bubble oynadılar.
Bende en çok iz bırakan olaylardan biri de, fuarın ilk günü bir 3. sınıf öğrencisinin kodlama yaparak tekerleği çalıştırdıktan sonra bunu göstermek için elinde maker kitiyle vagondan dışarı fırlayıp, sevinç çığlıklarıyla o sırada oyun koluyla Super Tux oynayan arkadaşlarına göstermesiydi.
Çocukların bu etkinliğin her gününe katılmak için ailelerine ısrar etmeleri ve şehrin diğer ucundan çıkıp gelmeleri beni çok etkiledi. Maker Faire etkinliği bana, çocukların bu deneyimleri yaşayarak gelecekte gerçek birer mucit olabilecekleri izlenimini verdi.
Turkcell standı dışında çok sayıda standı inceleme olanağı buldum, birçok hammaddeyle farklı metotların birleşiminden oluşan prototipleme seçenekleri ve hazırlanmış eğitim kitleri gerçekten ilgimi çekti. Öte yandan birçok lise ve üniversite de projeleriyle oradaydı. O projeler arasında beni en çok etkileyenlerden birisi “bizim şarkımız” adlı projeydi. Şu şekilde çalışıyordu; hazırlanmış düzenekteki bakır plakalara sadece siz elinizi koyarsanız, size özel bir müzik çalıyor. Eğer biriyle elele tutuşup, ellerinizi bakır levhaya koyarsanız, sizin şarkınız çalmaya başlıyor.
Bu fuarda asıl en önemli olduğunu düşündüğüm kısım ise, bireysel katılan Maker’lardı. Çoğunun standını ziyaret ettim. Gerçekten inanarak ve çalışarak farklı meslek gruplarından insanların sadece “üretmenin neşesiyle” güzel şeyler ortaya koyduklarını gördüm. Maker Faire’in gerçek amacının da biraz bu olduğunu düşünmekteyim.
Düşünsenize her evden bir Maker çıktığını, Dünya değişmez mi?
Geribildirim: Dünya Yerinden Oynar, Her Evden Maker Çıksa! – Hadi inşallah!