E-Bülten’e kayıt olun

E-Posta:



Bir Küçük Serüven

Bir Küçük Serüven

Her şey bir inat uğruna başlamıştı. Küçük Nurdan Demirci aile bireylerinin izinden gitmeyi reddetmiş ve tercihini meslek lisesinden yana kullanmıştı. İşte, o zaman “bilgisayar” onun alın yazısı olmuştu. Oysa o değil miydi, bilgisayarı ilk gördüğünde bozulur diye dokunmaktan korkan? Her önünden geçişinde monitörle gizli gizli bakışan… Evet! Oydu. Gelin görün ki şimdi liseyi bırakın, üniversiteyi bitirmiş ve Bilgisayar Öğretmeni olmuştu.

Nurdan Demirci ve Artistanbul

Şimdi siz sevgili okurlar; kırılır, bozulur diye derslerinde öğrencilere bilgisayar elletmeyen bir öğretmen tasavvur etmiş olabilirsiniz ama peşin hüküm vermeyin. Çünkü öğrendikçe, uyguladıkça ve elde ettiği sonuçları gördükçe “Bütün çocuklar dokunsun.” istemişti.

Serin, güneşli ve meltemli bir yaz gününde bir parkta oturduğunuzu düşleyin. Kuşların kendi aralarındaki muhabbetlerinin cıvıltısını, yemyeşil ağaçların hışırtısını duyun ve içinize tazecik çimenlerin kokusunu çekin. Keşke hemen yaz gelse dediğinizi duyar gibiyim.

İşte onun gözünde de çocuklar böyleydiler. Tıpkı kuşların cıvıltısı gibi şen, doğa gibi masum, çimen gibi tazeciktiler. Hata yapmaktan korkmadan, merakları körelmeden, hür hayal gücünün uçları törpülenmeden büyümeleri gayretindeydi. Bu yüzden çocukla çocuk olmak hoşuna gidiyordu.

 

Merhaba Artistanbul!

Şimdi bu yazının burada bulunma sebebini merak ediyorsunuz? Biliyorum. O zaman hemen konuya giriş yapalım. Kızımız bu gayelerini yerine getirmek istiyordu ve bu sebeple Artistanbul’da çalışmaya başladı. Siz de biliyorsunuz ki Artistanbul; çocukların düşüncelerini özgürce ortaya koyabilecek, hayal güçlerini kullanmayı teşvik edecek birçok proje yürütüyor. Teknoloji gelişirken sadece tüketen değil geliştiren gelecek olmasını umut ediyor. Geleceğe, tazecik çimenlerimize destek vermek için çalışan bu ekibin içine dâhil olmak onun için gurur verici ve harekete geçiriciydi. Bu projeler için çalışmayı hevesle bekliyordu. Artistanbul ile yeni bir yolculuğa başlamıştı.

Ofis kapısını çaldığı ilk gün onu Agavni Hanım karşılamıştı. Önce ofisi tanıttı daha sonra kendisini fakat kızımız Agavni Hanım’ın ismini bir türlü düzgün söyleyemiyordu. En sonunda isminin anlamı olan Güvercin’de orta yolu bulmuşlardı. Daha sonra diğerlerinin gelmesiyle ekiple tanıştı. Kısa bir sürede ofis ortamının ne kadar rahat olduğunu ve her gün ne kadar çok şey öğrendiğini gözlemledi ki, bu daha hiçbir şeydi. Önünde uzun zaman vardı. Kimi zaman hepsini aklında tutabilecek mi endişesi taşımıyor değildi.

 

Ben Nurdan Demirci, burada ne yapacağım?

Öğrendiği her şeyi paylaşmak, çoğaltmak istiyordu ve bunun için en iyi olanağı Artistanbul sağlıyordu. Öğrencileriyle projeler yapacağı, onların bozulur korkusu olmadan keşfetmelerini, üretmelerini sağlayabileceği günlerin yaklaştığını biliyordu. Acaba hedeflerine ulaşabilecek miydi? Elinden geldiğince çok çocuğun korkusuzca meraklarına dokunmalarını sağlayabilecek miydi? İleride neler olacağını kim bilebilir? Eğer merak ederseniz, ben Nurdan Demirci buradayım.

 

Not: İzninizle son bir konuyu daha sizlere aktarmak istiyorum. Eğer bilgisayarınızın başından kalkacaksanız, bilgilerinizin güvenliği için bilgisayarınızı kilitlediğinizden emin olun. Yoksa küçük, tatlı içeren şakalarla karşılaşabilirsiniz. Benden söylemesi…

Nurdan Demirci

Nurdan ile yollarımız 2018 yılının başında kesişti. LMS çözümlerimizin arka taraftaki kahramanlarından biri olan Nurdan, 50 kilonun altında olmasına rağmen şişmanladığını düşünüyor. Sinir şey...

Yorum Yok

Yorum Yaz

Yorum
İsim
E-Posta
Website