Merhaba! Ben Bora Güçlümen ve şu an için Artistanbul ekibinin en yeni üyesiyim. Anadolu Üniversitesi, Çizgi Film/Animasyon Bölümü’nden mezun olduktan sonra ilk resmi işyerim olan Artistanbul, benim için kaybolduğum çölde bulduğum bir vahadır.
Eskişehir gibi ufak bir şehirde beş senemi geçirdikten sonra İstanbul’a taşınmak benim için epey korkutucu bir tecrübeydi. Herkes sürekli telaşlı ve eğlenmek için bile koşuşturmak zorundaydı. Daha önce görüştüğüm her şirket tecrübesizliğimden dem vurup, yeni mezun sanatçıları sömürmenin peşindeyken sevgili işverenim Ali Işıngör ilk görüşmemizde bu kaygıyı aklımdan silip attı.
İşin aslı şu ki, başta bu iş biraz gözümü korkutmuştu. Tecrübeli olduğum alanın dışına çıkıp kurumsal sayılabilecek görseller hazırlama fikri bir nebze sıkıcı gelmişti ancak ofise adım attığım andan beri sıkıldığım dakikalar bir elin parmaklarını geçmedi. Kolay uyum sağlayamayan sessiz tavrıma rağmen, bir şekilde kendimi sürekli gülerken buldum. En güzel yanı, bu yorucu şehirde eğlenmek için ofisten çıkmama bile gerek olmadığını fark etmek sanırım.
Herkesin yoğun olduğu ve kimsenin işten başını kaldıramayacağı anlarda dahi şimdiye kadar duyduğum en güzel isme sahip kedi olan Yazgülü, bütün iş stresi ve yorgunluğumu unutturacak bir etkene dönüşüyor. Kedi dediğime bakmayın kendi yörüngesine sahip olacak kadar büyük bir hayvan. Bana ait olsaydı sanırım dayanamaz ve güzel ismini ‘’Orbit’’ olarak değiştirirdim. Bu söylediğimden tek eğlencemin Yazgülü olduğu gibi bir sonuç çıkarmayın. Artistanbul ekibinin şakalarıyla meşhur olduğu gerçeğini ve bazen ofisi klimalardan daha iyi serinleten esprileri elbette es geçmiyorum, ilk ayımda tanık olduğum sıkça yapılan kutlamaları da tabi ki. Sanırım bu kutlamaların en güzeli çok yakında, yeni baba olan Akın ve oğlu Deniz için olacaktır. Tabii kendisi uykusuz gecelerle baş etmenin yolunu bulduktan sonra. Dünya’ya hoş geldin Deniz!
Artistanbul’da ne mi yapıyorum?
Yaptığım işle ilgili konuşmayı hiçbir zaman sevemedim. Artistanbul bünyesindeki tek çizer olarak ne yaptığımı soracak olursanız, ilk projemde büyük bir teknoloji firması için görseller aracılığıyla bir dil oluşturuyor ve kullanıcılar için bazı şeyleri çok kolay kılacak olan yeni bir oluşum içerisinde kalemimle yer alıyorum. Çeşitli konular hakkında hazırladığım illüstrasyonlar, logolar ve sayfa tasarımlarının önemli projelerde yer aldığı fikri epey heyecan verici. Bunun yanında büyük şirketler için görsel hazırlamanın motivasyonu da bir o kadar kıymetli. Kısacası bu vahada çiçekleri çizmek benim işim. Bir çizer için en önemli şeylerden biri olan, kendi kişisel projelerine vakit ayırabilme lüksünü bulabildiğim için ayrıca minnettarım.
Eğer bir gün bu vahaya yolunuz düşerse sonuna kadar tadını çıkartmanızı tavsiye ederim ve bir de kendinizi Yazgülü’nün kaçınılmaz yörüngesindeki akışa bırakmanızı. Zira aksi yönde gidecek olursanız pofuduk patilerin içindeki çelik pençelerle karşılaşabilirsiniz.
Geribildirim: Arçelik Destek ve Bilgi Merkezi'ne Merhaba! - Artistanbul
Geribildirim: Yaz Aşkı... - Artistanbul