Hayallerim, aşkım ve sen…
Pardus kapağı sabaha karşı nihayet bitti… Son rötuşlarını atıyorum. Saat 9:30 gibi bir göz atmaları için Görkem Çetin ve Erkan Tekman’a atıp, güzel bir banyo yaptıktan sonra işe gideceğim.
Bu konuyu da sayfaya çaktıktan sonra -ki saat 12:00 gibi olur- bir sayıyı bitirmenin en keyifli kısmı olan renkli çıkışlardan sayfaları son kez okuma aşamasına geçeceğiz :)… Pazartesi’den itibaren üç-dört günlük bir mola vereceğim.
Çimende yürümek istiyorum biraz… Ya da ne bileyim, gideyim Balat’a, üstü açık bir mekânda çayımı içip, kitaplarımı okuyayım diyorum.
Geçen gün dergisinden istifa eden bir arkadaş söyledi, bir süredir bunu düşünüyorum: “Modern bir insanın günde üç saatini kendisine ayırması gerekirmiş… Ben üçü geçtim, günün sadece tek bir saatini kendime istiyorum artık!”
Hayat sürprizlerle doludur. Dergiciliği bıraksam ne olur acaba?