CeBIT’teydik efenim. Standımızda turuncu tişörtlüler gördüğünüz herkes, topluluğumuzun birer üyesi, katkıcısı. Sabırla ve her şeyden önce keyifle anlattık insanlara; Pardus nedir, yenir mi?Onlara Pardus’un ne kadar leziz bir ürün olduğunu ve faydalarını anlattık.
Çalışan Disk’lerden ve Kurulan Disk’lerden oluşan 4000 bin CD’miz oldukça kısa sürede tükendi, sömürüldük resmen. Bu beş günlük süre içerisinde aramıza katılamayan Orhan Gültekin’in Çorum’dan bize gönderdiği leblebileri yedik afiyetle.
Birçok üniversiteden birçok öğrenci veya yetkiliyle görüştük; bizden okullarına bir ziyaret gerçekleştirip Pardus’u tanıtmamızı istediler. Oldukça sevindik, mutlu olduk. Yüzümüz güldü. Yüzümüzü daha da güldürmek isteyenler, Özgürlükİçin.Com forumlarımızda “Gönüllü Çalışmalar” başlığı altından bize ses verebilirler, elbet yöneticilerimizden biri konu başlığına doğru bir hamle gerçekleştirecektir!
Teşekkür edilecek çok insan var. Ali Işıngör‘e, Akın Ömeroğlu‘na, Ahmet Aygün‘e, Cihan Okyay’a, Seda Akay’a, Uğur Çetin’e, Işıl Poyraz’a, Soner Aktaş’a ve daha adını sayamadığım (malum, fuar dönüşü yorgunluğu var üstümde) tüm arkadaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum.
Yazıma da ufak bir bilgi vererek nokta koyayım. Chip Online, bizim standımıza uğrayarak Soner Aktaş ile ufak bir röportaj yapmışken, ShiftDelete.Net de Erkan Tekman ile röportaj gerçekleştirmiş.
Son olarak, ellerinde fuar alanından çekilmiş fotoğrafları bulunan arkadaşlar bir şekilde bana e-posta ile bu kareleri ulaştırabilirlerse çok çok sevineceğim…
Herkese bir kez daha teşekkür ederim; yorulduk belki de ama çok güzel de vakit geçirdik. Tatlı bir yorgunluk üstümüzdeki…