Global Game Jam Etkinliğinin Ardından
Global Game Jam İstanbul’daki 48 saatlik oyun geliştirme maratonundan izlenimler...
2008’den beri her yıl Ocak ayının son haftası Dünya çapında gerçekleşen Global Game Jam etkinliği, 24-26 Ocak tarihleri arasında ülkemizde belli noktalarda gerçekleştirildi. Geçtiğimiz hafta sonu Geleceği Yazanlar ekibi olarak, Global Game Jam’in İstanbul’daki noktası (BUG) Bahçeşehir Üniversitesi Oyun Laboratuvarı’ndaydık. Bu blogta; BUG’taki gözlemlerimize ilişkin aldığım notları aktarmak istiyorum.
Game Jam, 48 saat gibi bir sürede, ekiplerin o seneye özel açıklanan tema etrafında, genelde yeni tanıştıkları insanların yardımıyla oyun geliştirme maratonuna girdikleri etkinliğe verilen isim. Oyun geliştiren ekiplerin, oyunlarıyla küresel oyun pazarında yer alma şansları da artıyor. Game Jam’i, “hackathon” olarak bildiğimiz yazılım geliştirme maratonlarının özel olarak oyun geliştirmeye adanmış hali şeklinde düşünebilirsiniz. Elbette her oyunun bir yazılım şeklinde sunulması zorunluluğu yok. Nitekim GGJ İstanbul‘da da böyle oldu.
Turkcell Geleceği Yazanlar‘ın sponsor olduğu BUG’taki etkinlik, Cuma günü öğleden sonra çok eğlenceli bir “tanışma oyunu”yla başladı. Galata manzaralı çatı katında toplananlar, bir başkasının aklında tuttuğu oyunu 6 seferde bulmaya çalıştı ve sonuçları kağıda not etti. 45 dakikalık süre sonunda en çok oyun tahmin edenler alkışlandı. Sahiden de iyi bir tanışma oyunuymuş, kabul etmek lazım. Bu arada BUG ekibi, ayaküstü bilgisayarlara yüklediği oyunlarla da esprili tavrını katılımcılara göstermek istemiş. Konsol ekranında çalışan Cafer isimli oyunla, sorduğunuz basit sorulara sesli yanıtlar alıyorsunuz. Gitto isimli oyundaysa Bahçeşehir’in Galata Kampüsü’nde asansör kullanıp sınıflara giren, arkadaşlarını çılgınca savrulan sandalyelerden koruyan bir karakteri oynuyorsunuz.
Global Game Jam 2014 teması ve oyun fikirleri
Oyunun ardından aşağı inilip BUG’ın önünde toplanıldı. Güven Çatak Hoca’nın, Turkcell’den Görkem Çetin ile Ayşe Özdemir’in ve OYUNDER yetkililerinin konuşmasının ardından bu seneye has tema paylaşıldı: “We don’t see things as they are, we see them as we are.”
Tema açıklandıktan sonra ekiplere beyin fırtınası yapmak için 1-2 saatlik zaman kaldı. Balkonda, sandalyede, yemekte herkes 19:30 itibariyle açıklayacakları oyun fikirleri üzerine düşündü, tartıştı. Daha sonra 48 saatlik Game Jam boyunca geliştirilmesi düşünülen oyunlar ve takım arkadaşları ihtiyaçları açıklandı.
Oyun fikirlerini dinlediğimde doğrusu “48 saatte biter mi acaba?” dediğim çok oyun oldu. Havasını koklamak için gittiğim BUG’ta türlü mesleklerden insanla tanışıp sohbet etme olanağı buldum. Gördüğüm kadarıyla benim gibi kaygıları olan çok fazla kişi yoktu. Ekipleşmekten gelen bir güç olduğu aşikâr. Herkes takımıyla bir şeyler ortaya çıkarabileceğinin bilinciyle uzun uzun tartıştı, çizdi ve gece yarısına doğru masalara çekildi.
Global Game Jam, oyun geliştirmeye merakı olan sesçi, grafikçi, tasarımcı, öykücü ve yazılımcı herkesi ağırlayabilecek nitelikte bir yarışma. Tek kişi de yarışmak mümkün, 10 kişi de. 48 saatlik maratonda uyku ihtiyacına, yeme-içmeye ve gözleri dinlendirmeye dikkat edenlerin daha dayanıklı olduğunu gözlemledim.
BUG’taki etkinliğin organizatörlüğünü yürüten Yılmaz Kıymaz, başından sonuna ekiplerin ve ziyaretçilerin Game Jam kapsamındaki bütün sorularını yanıtladı. Bu arada not düşmekte fayda var: Bu seneki etkinlikte en çok “sesçi”ye ihtiyaç duyuldu. 🙂 Sanırım sesçiden sonra en çok da “kodcu”ya. Unity 2D/3D kütüphaneleriyle çalışabiliyorsanız veya ses işleme-düzenleme gibi konularda kendinize güveniyorsanız, muhtemelen birkaç takımda birden çalışma fırsatı bulabilirdiniz.
48 saatlik yorucu ve bol oyunla dolu yarışmanın sonunda 26 Ocak’ta saatler 15:00’i gösterdiğinde kurallar gereği herkes oyununu Global Game Jam’in ana sunucusuna yükledi. Oyunların tesliminden sonra Güven Çatak Hoca’nın ve Microsoft Türkiye DPE bölümünden Alperen Kaplan’ın açıklamaları oldu. Buna göre ekipler buradaki oyun fikirleriyle Imagine Cup’a katılmakta serbestler. Rahat bir bekleyişin ardından saatler 18’i gösterdiğinde de herkes ekipçe neler çıkardığını anlatmaya başladı.
Bahçeşehir Oyun Laboratuvarı’nda 48 saat böyle geçti. Kendine güvenen, ekibiyle yol alabilen, kalemi kuvvetli ve en önemlisi oyuna meraklı herkesin Global Game Jam’de ve BUG’ta güzel şeyler üretmesinin tesadüf olmadığını gördük.