ING Hackathon’a Bi’Çorba ile Gittik
Bir hackathon için haftalar öncesinden proje bulup, son dakikada fikir değiştirmek zorunda kalırsanız, ne olur? ING Hackathon etkinliğinde başımıza bu geldi!
ING Bank’ın düzenlediği Hackathon’a, Huawei‘deki arkadaşım İmdat Candan‘ın ısrarı ile katılmaya karar verdik. Daha önce bir Hackathon’a katılmamış olmam dolayısıyla biraz çekingen davrandığımı söyleyebilirim ama sevgili İmdat’ın yoğun ısrarına karşı koyamamıştım.
Hackathon öncesi iş paylaşımı için bir ekip oluşturmaya ihtiyacımız vardı. İmdat, bize Hackathon süresince yardımcı olabileceğini düşündüğü üçüncü kişi olarak sevgili Abbas Tolgay Yılmaz‘ı ekibe dâhil etti. Abbas da Ericsson‘dan aramıza katılmıştı. Üç kişilik bir ekip idealdi bizim için ve Hackathon’dan birkaç gün öncesinde bir görüşme yapıp hem birbirimizi tanımaya hem de Hackathon’a katılıp katılmayacağımızın kararını vermeye çalıştık. Görüşme sonrasında kesin olarak katılacağımızın kararını da almış olduk.
Hackathon günü gelmişti. Bir an önce ING Bank Genel Müdürlük binasına gidip yerimizi almıştık. Hackathon öncesi bizler için hazırlanan ortamı ve harcanan emeği farketmemek mümkün değildi. Böylesi bir organizasyonu düzenleyen ve emeği geçen herkese de ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
ING Hackathon başlama zili
Hackathon’a bir ATM projesiyle katılmaya karar vermiştik ama bu fikir Hackathon’un başlama saatiyle birlikte son bulmuştu. ATM fikrimizde ortaya çıkan birtakım eksiklikler yüzünden bu fikri rafa kaldırmak zorunda kaldık. Biz de bu fikri bir kenara bırakıp, başka bir fikir için düşünmeye başladık. Biz fikir üretmeye çalışırken Hackathon’un başlama zili çoktan çalmıştı bile. Saat gece 03:00 sularına kadar fikir üretmeye çalıştık ama nafile. Ekip uyku modunda ve o saatten sonra da zaten ortaya bir fikir çıkması neredeyse olanaksız gibi görünüyordu.
Uyuyup sabah sakin bir kafayla düşünmek varken, biz son ana kadar fikir bulma noktasında zihinlerimizi zorlamaya çalıştık. Sonunda aklımıza bir sosyal sorumluluk projesi geldi. Günlük hayatta çoğumuz dışarıda bir yerlerde birtakım ihtiyacı olan insanlarla karşılaşabiliyoruz. Özelikle kış aylarının da gelmesiyle birlikte bir tas çorba ihtiyacı olan evsizlerin mekân mekân dolaşıp sıcak bir çorba istediğine birçoğumuz şahit olmuşuzdur. Çoğu zaman bu insanlar reddedilebiliyorlar. Neyse ki, bazı aşevleri bu tarz ihtiyacı olan insanlar için sokak sokak dolaşıp çorba dağıtıyorlar. Bizler de bu noktada hem aşevlerine destekte bulunmak hem de aşevlerinin kolaylıkla yardıma ihtiyacı olanlara ulaşmaları konusunda bir mobil uygulama geliştirmek istedik.
Uygulamamız gönüllü ve bağış yapanlardan oluşuyor. Bağış yapmak isteyen kullanıcılar uygulamayı açtıklarında desteğe ihtiyacı olan aşevlerini görüp bağış yapabilecekler. Gönüllüler ise, dışarıda dolaşırken ihtiyacı olan birilerini gördüklerinde ihtiyaç sahiplerinin yanına yanaşıp uygulama içerisinde “Çağrı Yap” düğmesine tıkladıkları takdirde o anki konum ve kişi sayısı en yakın aşevine gönderilecekti. Bu sayede aşevleri çevredeki ihtiyaç sahiplerini görüp o konuma ihtiyaç kadar çorba gönderebileceklerdi.
Sabahleyin ilk işimiz uygulamanın arayüzünü tasarlamak oldu. Fikri geç düşündüğümüz için uygulama sürecini olabildiğince hızlı yapmaya çalıştık.
* Uygulamanın ekran görüntüleri
Biz canla başla mücadele verirken sevgili mentörümüz Özlem Canlı da bu süreçte bizleri yalnız bırakmayıp elinden geldiğince ilgi göstermeye çalıştı. Fikrimizi yavaş yavaş uygulamaya dökmeye başlamıştık ve her ne kadar yorgunluktan tam anlamıyla gülümseyememiş olsak da ekipçe mutluyduk.
Hackathon’da gözlemlediğimiz kadarıyla tecrübeli birçok takım vardı ve o takımlardan biri de CashING uygulamasının geliştiricileri Geleceği Yazanlar Elçileri idi. MasterCard Masters of Code‘da derece yapmış olan bu güzel ekiple ING Hackathon’da birlikte yarışmak çok keyif vericiydi.
Dereceye girenlerin açıklanması
Yoğun ve zorlu sürecin ardından artık herkes projelerini yavaş yavaş sonlandırmaya başlamıştı. Artık Hackathon sürecinin bittiğine dair zili duymuştuk. İki ayrı salonda değerli juri üyeleri tarafından uygulamalar değerlendirilmeye başlanmıştı. Bizler de salonda yerimizi aldık ve juri karşısında rakiplerin sunumlarını ve yaptıkları uygulamaların demolarını seyretmeye başladık. Birbirinden iddialı uygulamaların sunumlarını görünce aslında bizim pek de şansımızın olmadığı kanısına varmıştık. Yine de son dakikasına kadar salonda kalıp bütün sunumların bitmesini bekledik. Nihayet jüri dereceye girenleri belirlemiş ve açıklama yapmak için bütün ekiplere salona gelmeleri konusunda çağrıda bulunmuşlardı. Dereceye girecek 10 takım belirlenmişti. Ekipler yavaş yavaş açıklanmaya başlandığında ilk 6 ekibin açıklanmasından sonra jüri üyelerinden sevgili Ayşegül Arıcan Şeker, uygulamalar içerisinde kendilerini duygulandıran bir sosyal sorumluluk projesinin Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldüğünü dile getirip Bi’Çorba uygulamasını açıklaması bizi çok mutlu etmişti. Yaşadığımız sıkıntıların ve uykusuzluğun karşılığında böylesi bir ödüle layık görülmek, paha biçilemezdi.
Dereceye girenler arasında sevgili Geleceği Yazanlar Elçileri de bulunuyordu. Bu güzel başarılarından dolayı da hepsini tebrik ediyorum.
Zorlu ve bir o kadar da eğlenceli geçen ING Hackathon etkinliğinde aldığımız sonuç, bizleri çok mutlu etti. Katıldığım ilk Hackathon olması ve böyle güzel bir sonuçla ayrılmamız dolayısıyla bendeki mutluluk normalden daha fazlaydı. Böylesi güzel bir olayı organize edenlere, Hackathon boyunca bizlerden yardımını esiremeyen sevgili mentörümüz Özlem Canlı’ya ve ekip arkadaşlarım İmdat Candan ve Abbas Tolgay Yılmaz’a sonsuz teşekkürler.