15 Aralık 2008 tarihli sıkıcı ve soğuk bir kış gününde Facebook’a yazdığım bir soruyla başladı her şey: “Windows yüklü bilgisayara Linux yüklemeyi öğretebilecek biri lazım!”.
Windows’tan neden kaçıyorum, Linux’u nereden duymuşum hiç hatırlamıyorum bile. Ama o an beni tutup çeken kader, en sonunda Artistanbul’da çalışmaya başlamamı sağlamıştı. Topluluk yönetimi nedir, nasıl yapılır gibi konularla geçen yıllarımdan sonra olayın daha dijital ve sosyal medya odaklı tarafında çalışabilmek için farklı yollara gitsem de, sonunda dönüp dolaşıp yine Artistanbul’un kapısında kendimi buldum!
Neler yapıyoruz neler!
Tam olarak ne yaptığımız açık olarak şu anda anlatamasam da (yoksa bilgisayarınız 5 saniye içinde kendini imha etmek zorunda kalabilir…) yine heyecan verici bir projeyle karşınıza çıkacağımıza emin olabilirsiniz. Robotlar, dronelar, dans eden kedilerle dolu bir ofisten sıkıcı bir şey çıkacağını zaten düşünmemişsinizdir! Yine de kısa bir bilgi vermem gerekirse, Maker felsefesini benimsemiş, robotlarla uğraşmayı ve onları kodlamayı seven, bir şeyler üretmekten zevk alan kişileri mutlu edecek bir projeye girişmiş olduğumuzu söyleyebilirim.
Bunun dışında ofis içinde devam eden projeler konusunda da hızlı bir eğitimden geçtim elbette. Elime tutuşturdukları maker ve kodlama kitlerine “Yıllar önce konsol açmamın bile yasak olduğu yer değil miydi burası yahu!” tepkisi versem de biraz kurcalayınca eğlenceli şeyler olduğunu gördüm. Kim bilir, belki de bir gün evdeki kediyi delirtecek küçük robotlarımı bunlarla yapabilirim! (Bu yazı hazırlanırken hiçbir kedi zarar görmemiştir…)
Kürkçü dükkanı
Psikolog olup insanların psikolojilerini düzeltmek için girdiğim bu yolda insanların psikolojisiyle oynayarak yönlendirdiğim bu noktaya nasıl geldim, ben de bilmiyorum ama tek bildiğim şey, tekrardan bu ofisin içinde olmaktan mutlu olduğum. Yeniden kürkçü dükkanı ile başbaşayız. Bakalım, kader bizi daha nerelere sürükleyecek…
Ali Işıngör
Onur, Akın ve sen derken biraz “kürkçü dükkanı” gibi olduğumuz doğru… Öte yandan, geçmişte kanatlanmanıza izin verdiğimiz için (izin kelimesi, lafın gelişi bu arada) ne kadar iyi etmişiz onu görüyorum. Onur şirkete lead developer, Akın genel müdür, sen ise bir yeni projemizin lideri olarak döndünüz.
Dışarda edindiğiniz ve muhtemelen bizim asla veremeyeceğimiz yeni yetenek ve becerilerinizle Artistanbul’a çok şey katacağınıza inanıyorum. Evine tekrar hoşgeldin!
Cihad Sercan Yüzbaşıoğlu
Artistanbul’da görüşmeye geldiğim, çalıştığım günle hala dün gibi aklımda. Birçok farklı işte bulunmama rağmen hala söylerim, hem öğrenip hem çalışırken mutlu olunacak ender ofislerden biri diye ( yazar burada neden döndüklerinin sırrını veriyor ) 😀 Gizem’in dönmesine de ayrıca çok sevindim. İmza attığınız projelerde hep başarılı ve mutlu olmanız dileğiyle, güzel kalın.