Artistanbul’da İlk 10 Günüm
Merhabalar, ben Eda Çeltük. Yaklaşık 10 gün önce hayatımın yeni bir aşamasına adım attım, o uzun öğrencilik dönemim bitti ve artık ben de iş hayatındayım. İş hayatıma Artistanbul ile başladım. Burada dinamik ve hızlı bir yapı var ve yapılan her iş gerçek dünyada bir yerlere dokunuyor.
Her ne kadar bu dinamik bir yapıya adapte olmak biraz zorlayıcı olsa da, günün sonunda beklediğiniz sonucu elde etmek muhteşem bir şey ve tabi o dinamizme ayak uydurmak da bir yerden sonra haz veriyor.
Her başlangıçta olduğu gibi iş hayatında da başlangıç çok önemli. Her ilk bir zincirin ilk halkası. İlk halka ne kadar sağlam olursa sonrasında ilerlenecek yolda da o kadar sağlam adımlarla ilerlenebileceğini, o yolda mutlulukla yürünebileceğini düşünüyorum. Artistanbul bu anlamda başlanabilecek güzel yerlerden biriydi.
Ekip arkadaşlarım yalnızca donanımlı değil aynı zamanda paylaşıma açık ve bilgiyi yalnızca bilmekte değil aktarmakta da iyiler. Bu kişisel gelişim ve ilerleme anlamında çok önemli bir özellik. Bilgi paylaşımında ofis içi kadar ofis dışına da önem veriliyor, Artistanbul’un bloguna bakarak bu çok açık anlaşılabilir. Ekipteki herkesin çeşitli konularda kaleme alınmış blog yazısı var.
Bir şeyleri ilk kez yaparken her insanda bir gerginlik olur. Ancak burada var olan samimi ortam yeni katılanlara gergin kalma şansı tanımıyor.
Ben Eda Çeltük, Artistanbul’da neler yapıyorum?
Ben Frontend developer olarak girdiğim bu ofiste halihazırda devam eden bir proje için eksik arayüzleri tasarlıyorum.İlk 10 günümde geliştirme yaparken React.js ve Sass kullandım. Bugün tam 10. günüm ve geçtiğim 10 günde proje dinamiklerine ve ekibin sistemine alışmakla geçti. Şunu anladım ki, bir ekiple birlikte çalışmak sürekli bir bilgi akışı ve sürekli bir şeyler öğrenmeyi ve bu öğrenimin sancısız olmasını sağlıyor.
Zincirimin ilk halkasından sevgilerle…