Atlassian Ürünleri, Bulut ve Gelecek
Yazılım dünyayı yiyor makalesinden bu yana geçen yıllarda her yıl bu makalenin ne kadar doğru olduğunu gördük. Temel işi yazılım olmayan onbinlerce işletmede bir destek birimi olan IT departmanı, geçen yıllar içinde rekabetin ana unsuru haline dönüştü. Hal böyle olunca, bu taraftaki gelişmeler ve değişimler şirketleri ciddi manada etkilemeye başladı. Atlassian şirketinin geliştirdiği ürünler de şimdi bu değişimde yeni bir yola çıkıyor.
Elbette bu dönüşüm IT iş birimi içinde ve iş yapış biçiminde de değişiklikler yarattı. Yıllar içinde sanallaştırma teknolojisinin sonrasında da konteynerlerin yaygınlaşması, devreye alma süreçlerini kısalttı. Bu sırada bulut dünyasındaki gelişmeler ve harici bir veri merkezini kullandığımız kadar ödeyerek kullanabilmek de algımızda ve işe yaklaşımımızda bir kırılma yarattı.
Bundan en fazla etkilenen konulardan birisi de yazılımlara nasıl ulaştığımız oldu. Eskiden iç kullanım için dışarıdan alınan bir yazılım için kaynak ayrılır, kurulumlar yapılır ve sonunda yazılım devreye alınırdı. SaaS modelinin ortaya çıkmasıyla bazen aylar süren bu süreç dakikalara indi. Hatırlıyorum da, 2007 yılında bir dergi için SaaS nedir anlatan bir yazı yazmam istenmişti. Anlatılan konsept bana o kadar yabancı gelmişti ki, en sonunda yazıyı hazırlamaktan vazgeçmiştim. Günümüzdeyse SaaS her yerde!
Atlassian ve değişim
Bulut ve SaaS yazılım kullanma alışkanlıklarımızı değiştirse de, bazı özel durumlarda hâlâ veri merkezinde kurduğumuz yazılımları kullanmak durumundayız. Veri mahremiyeti, yazılımın kaynak kodunun kurum içinde kalması gereği ya da entegrasyon kolaylıkları bize bunu zorlayabilir. Öte yandan kanuni düzenlemeler de bizi aynı noktaya getirebilir. O yüzden işleri SaaS olarak çözmek gerçekten verimli ve ucuz olsa da, hayat hep böyle kolay değil.
Buna rağmen geçtiğimiz hafta Atlassian şirketi gerçekten cesur bir harekette bulundu. Jira, Confluence, BitBucket gibi ürünlerin geliştiricisi firma, bugüne kadar ürünlerini hem SaaS platformunda hem de kendin barındırma (on-prem) yöntemleriyle satıyordu. Firma gelecek yılın başından itibaren üç yıllık bir geçiş döneminde yerelde barındırma yöntemini bırakacağını ve bulut çözüme odaklanacağını duyurdu.
Şubat ayından itibaren self-hosted için yeni lisans satmayacak olan firma, lisans yenilemeleri için de yine aynı tarihten itibaren daha yüksek bedeller talep edecek. 3 yıllık geçiş döneminin sonunda bu ürünler yaşam döngüsünün sonuna gelecek ve daha fazla destek almayacaklar.
Elbette kendi veri merkezinde kalmak zorunda olan firmalar için bir çözüm var. Atlassian Datacenter ürünü yine şubat ayından itibaren hizmet verecek olsa da, yapılan duyurudan ve okuduklarımdan anladığım kadarıyla bu ürün de mevcut yapıya kıyasla daha yüksek bedelle olacak.
Alternatifler
Atlassian’ın bu kararı kolay bir şekilde aldığını düşünmüyorum açıkçası. Elbette self-hosted ürünlerin toplam ürünler içindeki getirisi ve buna karşılık ayrılan kaynak bakılması gereken ilk metrikler ama özellikle bazı küçük ve orta boydaki ekipler için bu durum özellikle Jira kullanılmasının önüne geçecek gibi gözüküyor. Zaten Atlassian’da hali hazırda bu tip ekipler için farklı alternatifleri kendi web sitesinde duyurmuş durumda.
Artistanbul’un hali hazırda çözüm ortağı olduğu GitLab’ın kurumsal sürümü de burada bir alternatif olarak kendine yer buluyor. DevOps platformu olarak konumlanan GitLab, yazılım geliştirmenin planlama aşamasında devreye almaya kadar her aşamada tek bir platform üzerinden projenizi yönetmenize izin veriyor. GitLab ile haftalık sprintlerinizi planlayabilir, kullanıcı hikayelerini ve epikleri oluşturabilir, geliştirmenizin kaynak kodlarını Git üzerinde tutabilir ve CI/CD araçları ile tüm süreci otomatize edebilirsiniz. GitLab tüm bu özellikleri ve daha fazlasını, isterseniz SaaS olarak isterseniz kendi veri merkezinize kurabileceğiniz bir halde size sunuyor.
Eğer siz de Jira ve BitBucket için bir alternatif arıyorsanız, GitLab sayfamızı ziyaret edebilir ya da bizimle iletişime geçebilirsiniz.