Artistanbul ekibi olarak sessiz sedasız çok güzel işlere imza atıyoruz. Bu işlerden birisi, Mardin Midyat Sivrice Ortaokulu, geçtiğimiz günlerde güzel bir reklam filmine konu oldu.
Artistanbul eğitim departmanı olarak uzun bir süredir Open edX ile ilgili araştırmalar yapıp, sistemi incelemeye devam ediyoruz. Her incelemenin sonunda Open edX’te bulunan ve bizi şaşırtan birçok güzel özelliğini keşfediyoruz. Sizlere bu yazımda Open edX’te topluluk oluşturma (Cohort), ders kitapları (Textbook), kütüphane (Library) ve kursu yeniden yayınlama (Re-Run Course) süreçlerini başlıklar altında aktaracağım.
Artistanbul’da yapmaktan en mutlu olduğum işlerden biri, genç insanların hayatlarına dokunabilen projelerde yer alabilmek. First Vakfı’nın düzenlediği First Robotic Challenge ya da kısa adıyla FRC de bu etkinliklerden birisi. Geçtiğimiz haftalarda Türkiye ayağı yapılan yarışmaya jüri üyesi olarak katılma fırsatım oldu ve 2018’in en eğlenceli haftasonlarından birini geçirdiğim bu deneyimi sizlerle de paylaşmak istedim.
Artistanbul ile kesişen yolumda yürümeye devam ediyorum. Bu haftaki yazımın konusu; geçtiğimiz hafta sonu Eğitim Teknolojileri Platformu’nun (ETP), Kültür Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirdiği 5. Eğitim Teknolojileri Konferansı hakkında olacak.
Sizlere Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Sivrice Köyü’ndeki öğrencilerle Zeka Gücü Projesi kapsamında yaptığımız eğitimlerden ve onların başarı hikâyesinden bahsetmiştim. Bu eğitimden tam 5 ay sonra Kaan Terzioğlu ve Turkcell ekibiyle birlikte Midyat’a Sivrice Dream takımını ziyarete gittik. Sivrice Dream takımının başarı hikâyesini bir de öğrencilerden dinledik.
Birçok okulda olduğu gibi İTA Okulları da sene boyunca tüm öğrencileriyle yaptıkları etkinlikleri ve çalışmaları içeren, öğrencilere de güzel bir anı olarak kalacak fotoğraflar, öğrenci fikirleri ve yorumlarından oluşan bir yıllık hazırlıyor.
Her yıl tüm Dünya’da 80 ülkede düzenlenen ve bu yıl 14.sü yapılan Bilim Kahramanları Buluşuyor Turnuvası’na ITA Okulları Leonardo Maker Kulübü öğrencileri ilk kez katıldı.
Her şey bir inat uğruna başlamıştı. Küçük Nurdan Demirci aile bireylerinin izinden gitmeyi reddetmiş ve tercihini meslek lisesinden yana kullanmıştı. İşte, o zaman “bilgisayar” onun alın yazısı olmuştu. Oysa o değil miydi, bilgisayarı ilk gördüğünde bozulur diye dokunmaktan korkan? Her önünden geçişinde monitörle gizli gizli bakışan… Evet! Oydu. Gelin görün ki şimdi liseyi bırakın, üniversiteyi bitirmiş ve Bilgisayar Öğretmeni olmuştu.
15 Aralık 2008 tarihli sıkıcı ve soğuk bir kış gününde Facebook’a yazdığım bir soruyla başladı her şey: “Windows yüklü bilgisayara Linux yüklemeyi öğretebilecek biri lazım!”.